Mehmet ERDİL

Tarih: 16.11.2023 14:45

SAYIN VEKİLİM ŞÖYLE BUYURUN!

Facebook Twitter Linked-in

 

SAYIN VEKİLİM ŞÖYLE BUYURUN!

Vekillerin yarısı elit olsun, bunu anlarım!

 

İstidat, liyakat, kabiliyet, yetenek, marifet, yabancı dil ve kariyer sahibi olmalıdırlar çünkü devlet yönetmek bilgi beceri donanım gerektirir!

 

Misal;

 

İyi bir Hukukçu,

İyi bir Doktor,

Başarılı bir öğretim görevlisi,

Doçent,

Profesör,

Mühendis,

Siyaset bilimci,

Stratejist bir komutan,

Marifetli bir bürokrat vs.. Bunları partileri seçsin!

 

Ama vekillerin diğer yarısı da emekçilerden olsun!

 

Bizzat halkın içinde yaşayan, çalışan, birbirlerinin acısına da sevincine de ortak olan, bürokrasiden illallah diyen, acıkan, üşüyen, hasta olan, borç alan, borç veren, kuyrukta sırasını bekleyen, kazanan, kaybeden;

 

Misal;

 

Bir çiftçi,

Bir Esnaf,

İşçi,

Şoför,

Pazarcı,

Fırıncı,

Ev hanımı vs.. Bunları da halkın kendisi seçsin!

 

Çünkü;

 

Bir hukukçu; çiftçiliği, işçiliği, esnaflığı, pazarcılığı, şoförlüğü, sanatçılığı hakkıyla bilemeyeceği ve bu konuda da bir söz sahibi olamayacağı gibi,

 

Bir işçi de;

devlet yönetimini bilemez, söz sahibi olamaz!

 

Sen bütün vekilleri sadece devlet yönetmek için alırsan halkı kim yönetecek!

 

Sen ağa ben ağa bu inekleri kim sağa! Sözü işi özetlemektedir!

 

Bütün partiler çoğunluk hukukçulardan olmakla birlikte yüzde doksan dokuzu üniversite tahsillilerinden oluşturulmaktadır!

 

Bu yüzden halkın gerçek sorunları mecliste temsil edilememektedir ve konuşulamamaktadır zira gerçek manada sorunlar bilinmemektedir ve bu nedenle halk adına yapılan çalışmalar ancak pansumani yapılıp, cerrahi müdahelelere hiç girilememektedir!

 

Bu yüzden bu yaralar kabuk bağlaya bağlaya katmerleşmiştir.

 

Ona sormakla buna sormakla, danışmanlara danışmakla, anket yapmakla, yanlarına gitmekle halk tanınmaz! Halkın İçinden çıkmak aynı mahalleden olmak gerek! Halk demek esnaf demek, işçi demek, çiftçi demek, köylü demek, işsiz demek vs..

 

Hem esnafın yanına niye vekil doktor veya vekil hukukçu gider ki! ne anlar ki! kafasını sallar durur, idarei maslahat yapar, bir an evvel oradan kalkmayı düşünür, zaten adet yerini bulsun diye gelmiştir oraya!

 

Oysa kendisine o kadar da iltifat etmelerine rağmen; Sayın vekilim şöyle buyurun! Sayın vekilim kahveniz nasıl olsun! Demelerine rağmen belli etmese de sıkılır! Bence haklıdır da!

 

Bir esnaf ;- sayın vekilim bugün hiç siftah yapamadım! Diye dertlenmeye başlasa, vekil başını yana çevirerek şöforuna sorar! -Siftah diyor ne demek istiyor!

 

Bu yüzden esnafa, esnaf vekil gitsin!

 

Hem Esnaf vekil niye İçişleri bakanı olsun ki, ne anlar bakanlıktan!

 

Gazeteci, Esnaftan olma İçişleri bakanına sorsa; Sayın Bakanım memlekette Asayiş berkemal mi! Ne dersiniz!

 

Bakan danışmanına eğilerek; Bu hangi kemali soruyor!

 

Halk ile devlet ayrı ayrı şeylerdir.

 

Mecliste ikisini de tanıyan vekiller gerek.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —