Yetmiş Yıllık Tahribatın Hesabı: Cumhuriyet Halk Partisi'nin Milletin Vicdanından Sorgulanması

Kemal Kılıçdaroğlu’nun son basın toplantısında sarf ettiği sözler dikkat çekiciydi. “Cumhuriyet Halk Partisi emin ellerde değil” diyerek partinin içinde bulunduğu duruma işaret etti. “Cumhuriyet Halk Partisi’nin adı hırsızlıklarla, rüşvetle, yolsuzluklarla anılamaz” dedi. “Rüşvet çarkının müteahhitleri ile anılmak, bu partiye yapılacak en büyük kötülüktür. Ve en önemlisi: siyaseti temiz tutmak, hesap verebilir hâle getirmek bizim namus borcumuzdur.” Bu sözlerin altına elbette imza atılır. Ancak burada asıl mesele şudur: Sayın Kılıçdaroğlu, on yılı aşkın süreyle bu partinin genel başkanlığını yaptınız. Şimdi sormak gerekir: Bu söylediklerinizin hangisini kendi döneminizde hayata geçirdiniz?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin son yıllardaki siyasi tutumu, sadece bugünün değil, yetmiş yıllık bir geçmişin sorgulanmasını zorunlu kılıyor. Bu millet, Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarih boyunca yaptığı tahribatları unutmadı. Bugün çıkıp “Cumhuriyet Halk Partisi emin ellerde değil” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, on yılı aşkın genel başkanlık döneminde bu sözlerin hangisini hayata geçirdi?

Siyaseti temiz tutmak, hesap verebilir hâle getirmek bir namus borcu ise, bu borcu ödemek için neden bugüne kadar adım atılmadı? Türkiye'nin millî meselelerinde devletin yanında neden durmadınız? Durmaya çalıştıysanız kimler elinizi tuttu? Sizlere kimler müdahale etti? Bugün çıkıp ahkâm kesiyorsunuz ama bu partinin bu hâle gelmesinin baş mimarı sizsiniz. Çünkü gelişiniz bile legal değildir. Rahmetli Deniz Baykal’a kurulan kaset kumpası ile Cumhuriyet Halk Partisi’nin rotası değiştirildi. O gün başlayan süreç, bugün partiyi terör örgütleri ile aynı masaya oturtacak noktaya getirdi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ipleri kimin elinde? Altılı masayı kimler kurdurdu? Terör örgütleri ile işbirliğine sizi kim itti? Bu ittifaklara neden razı oldunuz? Bunları da açıklayın Sayın Kılıçdaroğlu. Yirmi milletvekilini İYİ Parti’ye ödünç veren sizsiniz. Altılı masayı kurarken elli milletvekilini kendi partinizden sizler seçtirdiniz. Bu yaptıklarınız siyasi bir rüşvet değil midir Kılıçdaroğlu? Ben bu soruları yıllardır soruyorum. Onlarca makalede bu gerçekleri dile getirdim ama siz şimdi mi Cumhur İttifakı’nın söylemlerini hatırladınız? Halk artık sizin bu yapmacık söylemlerinize hiç inanmıyor, yüzünüzde makyaj tutmuyor artık. Çünkü bu millet Cumhuriyet Halk Partisi’nin yetmiş yıldır bu ülkeye verdiği zararı unutmadı. Şimdi mi aklınıza geldi? Türk Milleti artık hesap soruyor. Ve bu hesabı, geçmişin tahribatını da göz önüne alarak soruyor.

Sizin yapacağınız bu ülke için tek şey, on üç yıllık genel başkanlığınız döneminizdeki tecrübelerinize dayanılarak, “Biz bu millete yetmiş yıldır eziyet ettik. Olması, yapılması gerekenlere dış mihrakların isteğiyle ülkemizin âli menfaatlerinin yanında durmadık. Ülkemin hep aleyhine çalıştık, ülkemin kalkınmasının önüne hep set olmuşuz. Alınan millî kararları Anayasa Mahkemesine şikâyet ederek hükûmetlerin çalışmalarına engel olduk,” demek olur. Bu söylediklerimde eksik hanenize eklerseniz, bu halk yaşın gereği de sizi af eder.

İsmet Ünal

Cumhuriyet Halk Partisi, Kemal Kılıçdaroğlu, Siyaseti Temiz Tutmak, Yetmiş Yıllık Tahribat, Kaset Kumpası, Altılı Masa, Terör Örgütleri, Siyasi Rüşvet, Hesap Verebilirlik, İsmet Ünal