6.05.2025 09:43:00

Yeni Başlangıçların Eşiğinde

 

Yeni başlangıçlar...

 

Hayatın belki de en heyecan verici, en ürkütücü ve en öğretici duraklarıdır. Her insanın yaşam yolculuğunda en az bir kez, hatta belki defalarca karşılaştığı o eşiklerdir. Kimi zaman bir kapının kapanmasıyla, kimi zaman içten gelen bir değişim arzusuyla başlar bu süreç. Her ne şekilde olursa olsun, yeni bir başlangıcın kıyısına gelen insan ya cesaretle ileri adım atar ya da korkularına yenilip olduğu yerde kalır.

 

Yeniye adım atmak kolay değildir. Çünkü yeni demek bilinmezlik demektir. İnsan bilmediğinden korkar; alışkanlıklarından kopmak, konfor alanından çıkmak, rutini bozmak onu ürkütür. Ama işte tam da bu noktada başlar asıl mesele: 

Değişim mi, durağanlık mı? 

Çünkü her başlangıç bir değişimi içinde taşır. Ve değişim çoğu zaman sancılıdır.

 

Hayat; doğumla başlayan, ölüme kadar süren bir dizi başlangıç ve bitişlerden ibarettir aslında. İlk adımımız bir başlangıçtır, okula başladığımız gün, ilk işe girişimiz, evlilik, çocuk sahibi olmak, bir yakınımızı kaybetmek…

 Her biri bizi yeniden şekillendirir. Bazen dış koşullar bizi bir başlangıca zorlar, bazen iç sesimiz fısıldar: "Artık değişmelisin..."

 

İşte bu dönemlerde sergileyeceğimiz tutumlar, geleceğimizi belirler. 

Telaşla verilen kararlar, duyguların sürüklediği adımlar çoğu zaman bizi çıkmaz sokaklara götürebilir. 

 

Bu nedenle yeni bir başlangıca hazırlanırken soğukkanlılık, sağduyu ve sabır en büyük pusulamız olmalıdır. 

 

Plansız bir başlangıç, haritasız bir yolculuktur. Nereye gittiğini bilmeden yürümek, sadece yorulmayı getirir. 

 

Oysa hedef belirlemek, adımları önceden hesaplamak, olası engelleri öngörmek başarıya giden yolda büyük avantaj sağlar.

 

Yeni başlangıçlar, sadece bireysel değil, toplumsal düzeyde de hayatidir. 

Bir toplumun yeni bir düzene geçmesi, bir milletin geçmişten ders alarak geleceğe yönelmesi de aynı biçimde bir "başlangıç"tır. 

 

Bu yüzden birey olarak kendi hayatımızdaki başlangıçları yönetmeyi öğrendiğimizde, daha sağlıklı bir toplumsal yapının da temellerini atmış oluruz.

 

Ayrıca unutulmamalıdır ki her başlangıç aynı zamanda bir veda içerir. Bir şeyi başlatmak için başka bir şeyi geride bırakmak gerekir. Bu bir insan olabilir, bir şehir, bir meslek, bir alışkanlık ya da bir hayal... Vedalar her zaman zordur, ama bazen daha iyiye ulaşmanın tek yolu onlardır.

 

Yeni bir başlangıç, sadece bir sonun ilanı değildir. 

Aynı zamanda yeni bir umudun filizlenmesidir. İnsan, geçmişin yüklerini geride bırakıp geleceğe yürümeye karar verdiği anda özgürleşir.

 Ve bu özgürlük, ona yeni yollar, yeni kapılar, yeni insanlar getirir. Yeter ki insan, cesaretini kaybetmesin ve içindeki sesi susturmasın.

 

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:

Yeni başlangıçlar zor ama gereklidir. Çünkü değişmeden gelişmek mümkün değildir. Ve her gelişim, yeni bir başlangıcın eseridir.

 Hayat sizi nereye sürüklerse sürüklesin, her zaman yeniden başlayabileceğinizi unutmayın. Belki de en güzel hikâyeniz, henüz yazmadığınız o ilk cümlede saklıdır.

 

 

Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ameliyathane Katı.

 

Evet... O an gelmişti.

 

Planlandığı gibi, beklenen saat ellerini saate değil, kalbime koyarak yaklaştı. İçimde zamanın ağırlığı, sanki dakikalar değil de çağlar geçiyordu. Hemşirenin uzattığı ameliyat önlüğünü usulca giydim. Kafama, içindeki saçları değil, düşünceleri saklayan o gri bereyi taktım. Sedyeye otururken, örtünün altından sarkan çıplak tenimin görünmemesi için elimden gelen özeni gösterdim. Küçük bir mahremiyetin bile insana nasıl da sarıldığını işte o an anladım.

 

Asansör, bir mezar sessizliğiyle aşağıya doğru hareket etti. Eksi ikinci kata iniyordum. Her kat, içimde bir kat daha derinleşen korkulara denk geliyordu. Asansör kapısı açıldığında, beni getiren hasta bakıcı, steril dünyaya adım atamadan durdu. Artık buradan sonrası onun değil, ameliyathanenin soğuk, mekanik düzenine ait görevlilerin sorumluluğundaydı.

 

Kapıdan içeri girerken, kendimi bir film setinde gibi hissettim. Bir kurgu sanki bu. Üstümde yanıp sönen beyaz florasanlar, göz alıcı ama ruhsuz. Ortam steril, fazla düzenli ve fazlasıyla gerçek. Tuhaf bir sakinlik var her yerde. O sessizliğe eşlik eden bir melodi başlıyor uzaktan. Ameliyat ekibinin gerginliğini alması için çalınan yavaş tempolu bir şarkı.

 

Sezen Aksu’nun sesi yankılanıyor o steril havada: Kurşuni Renkler...

 

Ve işte o an... İçimde ne kadar bastırmışsam, hepsi birer birer dökülmeye başlıyor gözlerimden. Yaşlarım süzülürken, Sezen’in sesi adeta içimdeki düğmeye basıyor. Şarkı susmuyor, susmak istemiyor. Gözyaşlarım şarkıya eşlik eden birer enstrümana dönüşüyor sanki.

 

Bir hemşire hızla yaklaşıyor yanıma. Yüzünde bir şaşkınlık, sesinde bir endişe:

 

— Bir şey mi oldu? Ne var?

 

Cevap vermeye çalışıyorum ama dudaklarım kelime değil, sadece hıçkırıklar döküyor. O ise refleksle elini cihaza uzatıyor, şarkıyı değiştirmek için ani bir hamle yapıyor. Ama artık çok geç. Şarkı beni çoktan alıp gitmiş. İçimdeki tüm duvarlar o kurşuni notalarla yıkılmış...

 


Ulaş Salih Özdemir

Yapay Zeka Dünya Gündeminde
Ateşkes İçin Tarihi Açıklama
Sular Yeniden Isındı
Bahar Aksu'nun Cenaze Namazı Kılındı
ENERJİDE YENİ DÖNEMİN KAPISI AÇILDI
İslam Sanatları Ankara’da İlahi Güzelliği Selamladı
"Ünlü Rapçi Tutuklandı"
Vatandaş İkinci Ele Koştu
16 Yaş Altı İçin Yeni Düzenleme Kapıda
Filelerin Heyecanı
Emekinin Gözü Bu Tarihlerde
TEKLİF MECLİS’E SUNULDU
İthalatı Azalt, İhracatı Artır
Çocuklar Hayalin Peşinde Bilimle Koşuyor
BAŞVURULAR 10 MAYIS’A KADAR UZATILDI
"BEĞENDİK’TE HİZMET YAĞMURU: BİR YILDA YAPILMAYANI YAPTIK"
Tatil Planlamasını Kolaylaştıran Platform
" TÜRKİYE’NİN SÜKUNETE, SİYASETİN UZLAŞIYA İHTİYACI VAR"
"TBMM’de Teklifler Görüşülüyor"
5g’de Tarihi An
Türkak’tan 2025 Düzenlemesi

YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.