31.07.2025 10:29:00

Muhalefet mi? Maskeli Gösteri mi?

Türkiye’de siyaset uzun süredir bir perde arkasından izleniyor. Fakat artık perde kalktı, oyuncular netleşti, sahne ise karmaşa içinde. Özellikle muhalefet cephesi, “iktidarı denetleme” görevinden uzaklaşmış durumda. Kendi iç çekişmelerine gömülmüş, halktan kopmuş ve güven vermeyen bir görüntü sergiliyor.

Muhalefetin bazı isimleri, Türkiye’nin dış politikasında hangi ülkenin çıkarlarını koruduğu belirsiz bir tavır sergiliyor. Karabağ’dan Gazze’ye, Suriye’den Avrupa Birliği meselelerine kadar birçok alanda millî değerler yerine dış odaklı söylemler ön planda. Bazı figürler, Türkiye’nin diplomatik çizgisine muhalefet etmeyi adeta “etik duruş” sanıyor.

Yerel yönetimlerde kontrol ellerindeyken, dev projelerle gündem yaratmak yerine; sokakların temizlikten yoksun, ulaşımın düzensiz, sosyal hizmetlerin aksadığı bir şehircilik anlayışı hâkim. İstanbul bunun en büyük örneği. Rant ilişkileri, şeffaflıktan uzak bütçeler, açıklanamayan harcamalar… Belediyecilik, hizmetten çok ihale pazarlıklarına indirgenmiş durumda.

Muhalefet partilerinde öyle bir sistem oluşmuş ki, “hesap sormak” yerine “pay kapmak” öncelikli olmuş. Skandal sonrası ortaya çıkan itirafçılar bile yine aynı yapıdan geliyor: rüşvet veren, alan, dosyayı kapatan… Hepsi aynı çatı altında. Bu tiyatronun her sahnesinde aynı aktörler oynuyor ama perde kapanmıyor. Çünkü yeni sezonun adı değişiyor, senaryo aynı kalıyor.

Ve halk nezdindeki karşılık? Erime. Soğuyan umutlar. Kaybolan güven. Özellikle gençlik, artık “değişim” diyen ama kendi statüsünü korumaktan başka derdi olmayan siyasileri ayırt edebiliyor. Türkiye gibi genç nüfusa sahip bir ülkenin geleceği, siyaseti şov yerine çözüm odaklı yöneten kadrolarla şekillenmeli. Bugünkü muhalefet ise sadece gürültü üretip çözümden uzak duruyor.

CHP’nin Kimliği Üzerine: Rantla Yıpranan Sol’un Siyaset Tiyatrosu

Türkiye’de siyaset, yalnızca kavramlar ve ideolojiler üzerinden değil, aynı zamanda icraatlar ve halka dokunan hizmetlerle anılmalıdır. Ancak bazı siyasi oluşumlar, bu temel ekseni yitirip kendini iç çekişmeler, çıkar ilişkileri ve algı yönetimleriyle tanımlamayı tercih ediyor. Bu noktada Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) geldiği nokta, sol siyasetin yozlaşma sürecini özetler niteliktedir.

Millî Meselelerde Sessizlik: İdeolojik Köksüzlük mü, Bilinçli Tavır mı?

CHP’nin Türkiye’nin millî meselelerine karşı takındığı tavır, toplumun geniş kesimlerinde derin hayal kırıklığına yol açmıştır. Karabağ meselesinde Azerbaycan’ın yanında durmak yerine Ermeni söylemleriyle örtüşen açıklamalar yapılması, Suriye’de katil rejimlere karşı durmak yerine mazlumların acısının gölgelenmesi, Gazze’de ölen çocukların acısını yalnızca siyasi gündem malzemesi olarak kullanmak bu tutumun örnekleridir.

Peki bu tutumlar gaflet midir, yoksa bilinçli bir tercihin ürünü mü?

Sokak Taktikleri ve Gençlik Üzerinden Provokasyon

Seçimlere yıllar varken bazı CHP’li yöneticilerin sokakları hareketlendirmeye yönelik çağrıları, üniversite gençliği üzerinde kurulan baskı ve yönlendirmeler demokratik süreçlerin ruhuna aykırıdır. Türk polisine yöneltilen şiddet içerikli eylemler, ideolojik değil düpedüz kriminaldir. Gezi olaylarından bu yana bu tür eylemlerle gençlik mobilize edilmeye çalışılırken, asıl hedef siyasi kazanç elde etmektir.

Geçmişte bazı CHP ilçe örgütlerinin sosyal medya üzerinden “sokağa çıkın” çağrıları yaptığı anlar, kamuoyunda tepkiyle karşılanmış; hatta birçok CHP’li seçmen dahi bu tarz yönelimleri “akıl dışı” bulmuştur.

Yolsuzluk ve Rant Ağı: Hizmet Yerine Haraca Bağlı Yönetim

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, büyük bütçesiyle Türkiye’nin en önemli yerel yönetimlerinden biridir. Ancak İBB’deki gelişmeler yalnızca belediye sınırlarıyla sınırlı kalmamış, CHP’nin genel merkez kadrolarını da kapsayan bir yolsuzluk zincirine dönüşmüştür.

Örnekler:

  • İhale süreçlerinde adı geçen CHP’li şirketlerin aynı zamanda parti bağışçısı olması,
  • Baklava kutularında taşınan dövizlerin kamuoyunda rüşvetle ilişkilendirilmesi,
  • Belediyeye ait iştiraklerin başına liyakatsiz, sadece partili isimlerin atanması.

Bu tablo, halkın gözünde CHP’nin “hizmet odaklı” değil, “rant odaklı” bir organizasyona dönüştüğü algısını pekiştirmiştir.

Parti İçi Paylaşım Kavgası: Yolsuzluk Değil, Paylaşım Krizi

Belki de en trajikomik gelişme şudur: Yolsuzluk iddiaları, sistemin dışından değil partinin içinden geliyor. İhaleyi veren CHP’li, alan CHP’li, rüşveti veren de alan da aynı partiden… Sonra ne oluyor? Pay kavgası büyüyünce bir CHP’li çıkıp “Beni dolandırdılar” diyor, kamuoyuna itiraflar yapıyor. Amaç hesap vermek değil, pastadan daha büyük bir dilim koparmak.

Geçmişte yaşanan benzer vakalar:

  • İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki bazı ihaleler sonrasında partililerin birbirini suçlaması,
  • Belediyeye ait taşınmazların usulsüz şekilde satılması ve ardından “haberim yoktu” açıklamaları.

Halkın Vicdanı ve CHP’nin Erime Süreci

Özgür Özel gibi isimlerin bazı çevrelerce “skandal savunucu” olarak anılması, Ekrem İmamoğlu’nun dış politikaya yönelik açıklamaları ve CHP içindeki hizipçi çekişmeler, partinin uzun süredir devam eden erime sürecini hızlandırmıştır.

Son anketlerde görülen oy kaybı, yalnızca ideolojik değil, aynı zamanda güven kaybı olarak okunmalıdır. Artık vatandaş, sadece siyasi duruşa değil, karaktere de oy veriyor.

Bu düzen sürdürülemez. Türk halkı, milletin hakkını yiyenlerle seçim sandığında, vicdanında ve tarihin terazisinde hesaplaşır. CHP’nin bugünkü yönetimi, Cumhuriyet değerlerine değil, çıkar ilişkilerine hizmet etmektedir. Bir siyasi parti için en büyük çöküş, halkın gözündeki itibarıdır. O itibar; çuvallarla taşınan paralarla değil, halkın gönlündeki yerle ölçülür.


İsmet ÜNAL

Halk Eğitim Öğretmenlerine Motivasyon Kahvaltısı
Açık Kapıyla Tehlikeli Yolculuk
Uzman Çavuş Kazada Şehit Oldu
Karayün’den Sarıtoprak’a Anlamlı Ziyaret
Kaymakam Tuna’dan Başkan Vekili Çebi’ye Ziyaret
E-Posta Üzerinden Yeni Dolandırıcılık Tuzağı!
Ünlü Şarkıcı Polis Uyarılarına Aldırmadı, Adli Kontrolle Serbest Bırakıldı
Açıklama Kamuoyunu Yanıltıyor Mu?
MTV Ödemeleri İçin Son Gün Ne Zaman?
Servi, Orman Yangınları Yüreğimizi Yaktı
Nobel Ödüllü Yazar İle Röportaj…
CHP Alanya’da Sessizlik, Fırtına Öncesi Mi?
Türkiye Enerjide Dünya Devleri Arasında
Emekliler Yürüyor: “Geçinemiyoruz!”
Özhan'dan Fotoğrafçılığa Sanatsal Dokunuş…
Gülben Ergen Alaçatı’da Yaza “Merhaba” Dedi
Kayyum Can Aksoy Eleştirilerin Odağı Oldu… (GÖRÜNTÜLÜ HABER)
Şehit Üsteğmen Özsu Memleketinde Toprağa Verildi
Çoban, Gazetecilerle Buluştu, Hastane Müjdesi Verdi (GÖRÜNTÜLÜ HABER)
Türk Girişimciden Yapay Zeka Devrimi
Anne Ve Evlattan Haber Yok

YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.