Kurban Bayramı mı, Paylaşma Bayramı mı?
Yılın en anlamlı zamanlarından biri daha geldi çattı: Kurban Bayramı. Kimimiz için çocukluk anılarının kokusu, kimimiz için anne baba ziyaretlerinin bahanesi, kimimiz içinse yalnızca bir tatil arası… Ama bayramın özü, aslında çok daha derin bir anlam taşıyor: Paylaşmak.
Kurban, kelime anlamıyla bir “yakınlaşma” eylemi. İnsanın Rabbine, insana, doğaya ve kendine yaklaşmasının sembolü. Kurban kesmek, yalnızca bir ibadet değil; aynı zamanda sahip olduklarımızı paylaşma, empati kurma ve toplumsal dayanışmanın en somut göstergesi.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da sokaklar, evler, sofralar kurban etiyle dolup taşacak. Ama asıl mesele, etin kimlere ulaştığı değil midir? Gerçek ihtiyaç sahipleriyle buluşmayan bir kurban, sadece bir ritüelden ibaret kalmaz mı?
Bugün, çocukların bayramlık heyecanından tutun da, yaşlıların el öpme beklentisine kadar; aslında hepsi ortak bir duygunun peşinden gidiyor: Hatırlanmak. Kurban Bayramı’nın bize sunduğu en değerli fırsatlardan biri de bu. Uzak kaldığımız dostları aramak, küs olduğumuz akrabalarla barışmak, kapı komşumuza selam verip bir tabak tatlı uzatmak…
Bayram demek, kalbin de sofrası olması demek. Sadece karnı değil, gönlü de doyurmak…
Bu bayramda belki kurban kesmeyeceksiniz. Belki imkânınız sınırlı. Ama unutmayın, bir tebessüm, bir telefon, bir ziyaret bile paylaşmanın en güzel halidir.
Unutmayalım: Kurban, sadece bir ibadet değil; bir bağ kurma vesilesidir. O bağı koparmadan, kalpten kalbe bir yol açmak dileğiyle…
Herkese huzurlu, sağlıklı ve bereketli bir Kurban Bayramı dilerim.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.