8.09.2025 09:25:00

Korkutuluyoruz!

İnsan, akıl, ruh ve bedenden oluşan; kendi varlığını sorgulayan, inanma veya inanmama hürriyetine sahip; sorumluluk taşıyan; çeşitli istek, arzu ve eğilimleri olan; bazen korkan, kaygı duyan, bazen de ümit ve sevgiyle dolan; zıt ve karmaşık duygulara sahip bir varlıktır. Bu duygular arasında korku, insandaki en temel duygulardan biri olarak öne çıkar.

İslam âlimleri ve özellikle de mutasavvıflar, korku olgusuyla yakından ilgilenmiş, bu kavramı daha özel anlamlar yükleyerek açıklamışlardır. Örneğin; mutasavvıflar, "havf" (korku) kelimesini özellikle Allah korkusu ve âhiret hayatına dair derin endişeler için kullanmışlardır. Müslüman, âhiret hayatına zarar verecek fiillerden kaçınması gerektiğini bilir ve buna göre hareket eder. İslam’ın yalnızca ibadetlerden ibaret olmadığının; ahlâkın, vicdanın ve davranış bilincinin de en az ibadet kadar önemli olduğunun farkındadır.

Ne yazık ki günümüzde insanlık, bu vasfını kaybetmiş durumda. Korkan ve kendisinden korkulan bir varlık hâline gelmiştir insan. Gün geçmiyor ki taciz, tecavüz, cinayet gibi haberlerle uyanmadığımız bir gün olsun... İnsan, kendi varlığını sorgulamak yerine korkularına teslim olmuş ve bu korkular da kimi zaman bilinçli olarak körüklenmiştir.

Toplumun zayıf anlarını fırsat bilen bazı sözde hocalar, astrologlar ve sahte bilim insanları, korku duygusunu kullanarak insanların maneviyatını ve zihinsel sağlığını istismar etmektedir. Kimi "hocalar", Allah'ın rahmetini geri plana itip yalnızca azabı, cehennemi, felaketi anlatmakta; insanlara dinin umut ve sevgiyle dolu yönlerini göstermek yerine onları sürekli korku ile itaate zorlamaktadır. Bu yaklaşım, dini bir bilinç değil; ruhsal bir baskı oluşturur.

Oysa Kur’an’da, “Allah’ın rahmeti gazabını geçmiştir” (A’râf, 156) buyrulurken, bu rahmetin sürekli unutulması insanı dinden uzaklaştıran bir faktöre dönüşür. Benzer şekilde bazı astrologlar, her yeni haftayı, her dolunayı, her tutulmayı bir felaket habercisi gibi sunmakta; insanları korku, endişe ve çaresizlik duygusuna mahkûm etmektedir. Halbuki geleceği yalnız Allah bilir. Gökyüzünün hareketlerini insanların kaderini mutlak anlamda belirleyen unsurlar gibi sunmak, sorumsuz bir kadercilik anlayışını beslemektedir. Bu da bireyin hem aklını hem de iradesini devre dışı bırakır.

Müslüman tevekkül edebilmeli, sürekli korkarak ya da korku pompalayarak hayatı yaşanmaz hale getirmemelidir. Bilinçlenerek, anlayarak ve hissederek yaşamalıdır. Korku, yerinde kullanıldığında bir uyarıcıdır; ancak istismar edildiğinde, insanı köleleştiren bir zincire dönüşür.

Zincirlerimizin kırıldığı özgür, güvenilir, mutlu yarınlar dilerim…


Zuhal KİLER

Edirne’de Yatırım Atağı Aralıksız Sürüyor
Dünya Şampiyonu Boksör Yeniden Ringe Dönüyor
Mustafa Necati Işık’tan Regaip Kandili Mesajı
Adem Demirtaş’tan Regaip Kandili Mesajı
Zeki Koçinkağ’dan Regaip Kandili Mesajı
Temel Başalan’dan Regaip Kandili Mesajı
Ekrem Kap’tan Regaip Kandili Mesajı
Vehbi Orakçı’dan Regaip Kandili Mesajı
Tuncay Altaylı’dan Regaip Kandili Mesajı
İlyas Yılmaz’dan Regaip Kandili Mesajı
Mülayim Demirtaş’tan Regaip Kandili Mesajı
Cafer Belen’den Regaip Kandili Mesajı
Veysel Karatay’dan Regaip Kandili Mesajı
Mahmut Yusuf’tan Regaip Kandili Mesajı
İlker Gürbüz’den Regaip Kandili Mesajı
Ahmet Yanık’tan Regaip Kandili Mesajı
Paşali Beşli’den Regaip Kandili Mesajı
Recep Çalışkan’dan Regaip Kandili Mesajı
Ferdi Altın’dan Regaip Mesajı
Recep Erol’dan Regaip Kandili Mesajı
Muharrem Yıldız'dan Regaip Kandili Mesajı

YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.