KARL MARKS'A KATILIYORUM!

-Hayvan olmak istiyorsan olabilirsin elbette, bunun için insanlığın acılarına sırt çevirmen ve yalnız kendi postuna özen göstermen yeterlidir!

Kim demiş?

Sosyalizmin kurucusu ünlü filozof Karl Marks!

Bu sözü söyleyen adam, yaşasaydı ve Gazze dramını görseydi kendi toplumu olan ve İsrail'e toz kondurmayan Almanlara herhalde iyi şeyler demezdi!

Marks'ın asıl alanı toplum ve işçi sınıfı!

Toplumu gözlemlemesi sonucunda iki ana sınıfa ayrıldığını görür;

Bu iki ana sınıfın biri sürekli olarak zengin hale gelirken,

Diğeri sürekli olarak fakirleşmektedir!

Bu tespit, İçinden geçtiğimiz şu sürece ne kadar da benziyor!

"Tanrım Zenginleri sevmiyorum" sözü de ona aittir!

Bu sözü ona dedirttiren kendi döneminin zenginlerini küçük bir araştırma neticesinde gördüm ki çok acımasızdılar! Bu yüzden Marks, mezar taşına bile vasiyetiyle kazıtılan en büyük sloganı şu sözü olmuştur!

"Bütün işçiler birleşin"

Farklı toplumlar birbirine benzer mi bilmem ama Karl Marks'ın biz Müslüman toplumlarını da inceleme ve gözlemleme şansı olsaydı zenginlerden bu kadar nefret etmezdi! Demeyi çok isterdim!

Misal;

Bizim Müslüman zenginimiz malının vergisini kaçırmaz!

Hayır ve hasenatını aksatmaz!

Fakire fukaraya ilgisiz kalmaz!

Çalışanlarının alnının teri kurumadan ücretlerini hakkıyla öder!

Çalışanlarına sürpriz ikramiyeler verir!

Zekâtını hesaplar fazla fazla verir!

Mal yığmaz, biriktirmez!

Tabi bu teoride böyle de!

Pratikte yok! varsa da tanık değilim! Bu yüzden Karl Marks'a katılıp bende zenginleri sevmiyorum!

Yaşadığımız toplumda böyle cömert zengin olanları duymamış olsakta, az da olsa var olduğu yönünde rivayetler duyarız!

İşçimden nasıl eder de çalarım, nasıl suyunu çıkarırım, nasıl nerden kısıtlarım! diye düşünen cimri işverenler yoktur desem zaten en büyük yalanı söylemiş olmaz mıyım!

Bu yazımda, zenginin malı biz züğürtün kalemini biraz yorarken siz okuyucuların da gözlerini ve zihinlerini bulandıracak biliyorum, amacım Karl Marksın nasıl bir saikle bu cümleyi söylemiş olduğunu ve başka cümlelerini masaya yatırıp ideolojik değil de insaf ışığında bakmak istedim o kadar!

Baktım da..!

Hepimiz misal üç harfli AVM’lerden alışverişler yaparız, çalışanların ne yol paraları ne yemekleri nede mesai mefhumlarının olmadığını sadece asgari ücrete talim ettiklerini ağır iş gücü altında ezildiklerini hele o kızların  kamyon kamyon malzeme boşalttıklarını nereden bilebiliriz!

Daha bunlar gibi emeklerinin karşılığını alamayan ama çalışmaya mecbur kalan nice vasıflı ve vasıfsız çalışan, didinenler var etrafımızda!

Bütün bu, işverenin insafına bırakılmış denetimsiz işçiler için Karl Marks;

"insan yerine, fiyatları yaş ve cinslerine göre değişen birer iş aletleri olup çıktılar" Diyor.

Katılıyorum!

Marks bu nevi kapitalist patronlar için aklı başlarında cimrilerdir demesi bu gördüklerimizle örtüşmektedir.

Toplumun yoksullarını terazinin bir kefesine, zenginlerini de diğer kefesine koyduğumuzda yoksulluk azalıyor zenginlik artıyorsa gidişat ve sistem iyi demek olduğu gibi, tam tersi olduğunda da sistemin bir yerinde çürümüşlük olduğu muhakkaktır diyor.

Daha ne desin!

Çürüyoruz!

Katılıyorum Marksa, tabi ki komünist olmam gerekmez ama doğruya doğru demek gerekir!