İSTANBUL MUHTARLARI!

İstanbul'da 1115 tane muhtar olduğunu biliyor muydunuz!

Bunların;

964 ü Mahalle Muhtarı,

151 i Köy Muhtarı.

Bunların on tanesi Beylikdüzünde, çoğunu tanırım iyi insanlardır!

Yani İstanbul;

1 Vali,

40 Kaymakam,

1115 Muhtar tarafından yönetiliyor!

Doğru mu?

Tabi ki değil!

İstanbul'u 1 vali ve 40 Kaymakam yönetiyor!

Muhtarların ki yönetme değil sadece temsili görev!

Desinler ki Haso nun hançeri var!

Sorun da zaten burada!

Muhtarlık müessesesinin fonksiyonları yok, okulu yok, tahsil şartı yok, esaslı görev ve yetkilerini içeren mevzuat yok, yetki yok, icraatı yok, seçilme şartları bile çok basit, halk kazara bir deliye oy atsa, hakkında bir şikayet olmadığı müddetçe o muhtardır veya azasıdır, googlee sorarsanız memlekette böyle örneklerin olduğunu size söyler!

Oysa;

Bir ilçede mülki amir olan Kaymakam ne ise,

Bir il de mülki amir Vali ne ise,

Bir Köyün-mahallenin mülki amiri de o önemde muhtar olması gerekmez mi!

Kesinlikle gerekir!

Ama öyle değil!

Halbuki neden?

Oysa muhtar;

Halka en yakın,

Hatta yanı başında,

Adeta içinde olan biridir!

Öyle ki;

Dönsen görürsün!

Her zaman rastlayabilirsin,

Selamlaşabilirsin,

Bayramlaşabilirsin,

Ulaşabilirsin,

Tartışabilirsin,

Öneri teklif proje götürebilirsin vs.

Muhtar;

Seni tanır, ebeni tanır, akrabalarını isim isim bilir!

Bölgeni, sokaklarını, mevkiini, meydanını, adım adım, kapı kapı bilir! Cenazende olur, düğününde bulunur, hastalığında arar, derdinden haberdar olur!

Sana bir adım mesafededir!

Destursuz yanına gidersin!

Seçilse de içinizde yaşar, seçilmese de içinizde yaşar, Kaymakam gibi tayini çıkınca gitmez, emekli olsa mahallesinden ayrılmaz bir yere taşınmaz, mahcup olacağı bir işi yapmaz çünkü mazisiyle birlikte oralıdır, orada sizinle mutludur.

Hal ve hakikat budur ve halkın nabzını tutan gerçek yönetici yegane Muhtarlardır!

Ama, ama, ama;

Bilgisiyle,

Tahsiliyle,

Ekibiyle,

Tecrübesiyle,

İçimizdekilerin en iyisi, en başarılısı, en iyi iş yapanları olmaları şart!

eksik olan bu!

Köyde değneğini bırakıp gelmiş biri bu işe ve şehire yakışmaz!

Üst seviyelerde görev yapmış ve emekli olmuşların bu halka son bir görevleri muhtar olup halkını en iyi şekilde yönetmek haklarını savunmak olmalıdır!

Bu halka böylesi layık olmaz mı!

Maaş endişesi olmadan halkı yönetmek, kendini halkına borçlu hisseden bir anlayışın bu işe talip olması ütopyamı olur!

Ey emekli bürokratlar, sanatçılar, ilim erbapları, toplumun akıl daneleri!

Halkımı milletimi vatanımı kuru kuruya seviyorum demekle sevmiş olamazsınız!

Haydin göreve!

Muhtarlık eğer böyle olursa, memleket kazanır…

Elin oğlu Galatasaray lisesine müdür olarak Profesör atıyor!

Niye?

Çünkü önem veriyor!

En küçük mülki birim olan köy ve mahalleleri tenezül! buyurup ve gurur etmeyip bir emekli profesör veya emekli komutan, emekli emniyet müdürü, emekli vali, emekli öğretmen, emekli mühendis, emekli bir hukukcu, emekli bir doktor, hasılı üniversite mezunu herhangi biri, kendi mahallesini ve köyünü muhtar sıfatıyla yönetmeye aday olsa ve ekibini yani asıl ve yedek azalarını da istisnasız üniversite mezunları olanlardan kursa, o köyü ve mahalleyi hayal edin…

Bu devrim şart!

Mart 2024 başlangıç olsun!

Bizi en akıllılarımız yönetsin!