Her Yunus'un Bir Molla Kasım'ı Vardır
Söylenen bir sözün, ortaya atılan bir fikir veya düşüncenin , dinleyenleri tarafından hazmı veya algılanması söz konusu değilse; menfi yönde bir takım tepkileri ortaya çıkarır.
Bu yönde vücut bulan tepkiler, o sözlerin yahut düşüncelerin sahiplerini zora sokacağı gibi, belki yıllarca onların yanlış bilinmesine, ve haksız yere tel'in edilmesinede yol açar.
Bu durum ezelden beri olmuş, olagelen bir durumdur...
Çoğu zaman bu durum, söz ve fikir sahiplerini ölümle burun buruna getirdiği, hatta idam edildikleri ile ilgili vakalar da, tarihi verilerde mevcuttur.
Her ne kadar uzun bir zaman sonra haklılıkları anlaşılsada, artık bunun telafisinin olamayacağı, bu durumun onları geri getiremeyeceği ile alakalı elde kalacak hayıflanmaların olmasıdır...
Mesela Hallac-ı Mansurun bir cezbe anında "Enel Hak ( Ben Hakk'ım) demesiyle yanlış anlaşılıp, o günkü yobazlar tarafından diri diri yakılması buna en belirgin örnektir.
Burada bunları yazmamın nedeni, fikir veya sözel alış verişlerde insanların karşılıklı hoşgörüye, anlayış, ve anlama yetisine dair bir vurgudur aslında.
Buna dair bir vaka da, Yunus Emre ile Molla Kasım arasında cereyan etmiştir.
Yunus'un şiirlerini Şer'i normlara göre yanlış bulan Molla Kasım; onun yazmış olduğu 3000 adet şiirinin bulunduğu divanı sayfa sayfa koparıp, suya atar... Son bin şiirin ilk sayfasını tam koparıp suya atmak üzere iken; adını görüp büyük bir pişmanlık duyar. Son bin şiirden ilkinde şunlar yazmaktadır.
"Derviş Yunus bu sözü
Eğri büğrü söyleme
Seni sıygaya çeker
Bir Molla Kasım gelir"