Gazze: Enkazın Altından Doğan Direnişin Onuru

Gazze halkı tarihin en ağır bedellerinden birini ödedi. Çocuklarını toprağa verdiler, evlerini kaybettiler, mahalleleri haritadan silindi. Ama onlar asla teslim olmadılar. Yaşarken cenneti hak eden bir millet varsa o da Gazze halkıdır. Ateşkes sonrası evlerine dönen Gazzeliler ev bulamadılar. Çünkü artık ev yoktu, mahalle yoktu, sadece enkaz vardı. Ama o enkazın altında bir şey daha vardı: direnişin onuru, sabrı, gücü ve yeniden doğma iradesi.

Türkiye bu direnişin yanında yer almayı bir görev bildi. Anlaşmanın sahadaki uygulamalarını takip edecek görev gücünde yer alma arzusu, Türk askerinin kararlılığıyla birleşti. Türk askeri bir yere adım attığında geri çekilmez; biz her yere dönmemek üzere gideriz. Gazze’ye giderek görev alacak Türk askeri, sadece bir görev değil, bir vicdan taşıyacaktır.

Hamas uzun süre terör örgütü olarak lanse edildi. Ancak yaşananlar, o hareketin bir milli mücadele ruhu taşıdığını dünyaya gösterdi. Artık Hamas, uluslararası arenada bir taraf olarak kabul görüyor. Gazze halkı savaşçılarına sırtını dönmedi, onları sahiplendi. İsrail o halkı sindiremedi, korkutamadı. On binlerce insanın, binlerce çocuk ve bebeğin öldürülmesine rağmen Gazze’nin anneleri direnmeyi ve sabretmeyi seçti. Küçük bir millet, tüm dünyaya vatan savunmasının ne büyük bedeller içerdiğini öğretti.

İsrail ordusu tüm askeri gücüne rağmen sahada başarı elde edemedi. Amerika, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin destek verdiği soykırım, İsrail’in çöküşünü hazırladı. Artık meydanlar Filistin sloganlarıyla inliyor, İsrail’e lanetler okunuyor. Ateşkes sağlansa bile bu halkın yaşadığı acıların hesabı sorulacak. Gazze güçlendirilecek, İsrail’in nefes alanı daraltılacak. Bu mücadele Gazze ile başlamadı, Gazze ile de bitmeyecek.

Gazze halkı çocuklarını kaybetmesine rağmen teslim olmadı. Yaşarken cenneti garantileyen bir millet olarak tanımlanmaları, onların iradesini gösteriyor. Ateşkes sonrası evlerine dönen insanların enkazla karşılaşmasına rağmen yeniden hayat kurma azmi, Türk askerinin Gazze’ye gitmesi ve geri çekilmeme kararlılığıyla birleşiyor. Uluslararası görev gücünde yer alma arzusu, Türkiye’nin vicdani duruşunu temsil ediyor. Hamas’ın artık milli mücadele hareketi olarak görülmeye başlanması, İsrail’in askeri başarısızlıkları, uluslararası yalnızlaşması ve Yahudi halkına yönelik algı değişimi, Gazze’de yaşananların bir soykırım olarak tanımlanmasına neden oldu. Bu gerçek, uluslararası düzeyde hesap sorulması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.