Bizim Üniversitelerimiz!

 Ciddi ciddi soruyorum!

Kinaye yapmıyorum!

Hiçbir şeyi ima etmiyorum!

Üniversitelerimizi ne küçük ne de büyük görmüyorum!

Çok merak ediyorum..!

Bir ülkenin üniversiteleri o ülkenin her alanda kalkınması için kurulmamışlar mıdır?

Sorum, 28 Şubat öncesindeki üniversitelerimiz için değil!

O günleri gördüm yaşadım, o dönem herkesçe malum acayip bir dönemdi!

Rektörlerden öğretim kadrolarına hatta nizamiyedeki güvenliklerine kadar neredeyse hepsinin görevi İrtica ve başörtüsü ile mücadele idi, bu yüzden olsa gerek, Bilim'e fazla fırsat bulamadıkları için bu millete çılgın bir dönem yaşatmışlardı.

Alemdar ların, ikna'cı Nur sertel lerin daha bir çokların ünlü oldukları günlerdi!

Neredeyse her akşam Tv lerde boy gösteren ve İnsan haklarıyla, Atatürk ilke ve inkilaplarıyla, laiklik ve demokrasi güzellemeleriyle başlangıç yapan rektörlerin, prof ların, Doçentlerin, bilimden başka uğraştıkları ve bulaştıkları ideolojik ve siyasi akla ziyan icraatlarını ülkeye dayattıkları zamanlardı!

Ben;

28 Şubat sonrası olan ve devamında Ak partinin iyiden iyiye idareye hakim olduğu uzunca bir dönemin üniversitelerini soruyorum!

Hemen hemen her ilde üniversiteler açılmıştı, hatta bazı şehirlerde birden fazla, İstanbul Ankara da ise onlarcası vardı.

İşte bu üniversitelerin bilim kadrolarını soruyorum!

Misal;

Yozgat ilindeki Bozok Üniversitesinin öğretim kadrosunun, Yozgat iline; Tarımda, Hayvancılıkta, Ticarette ve sanayide kazandırmış olduğu ortak bir çalışmasını duyanınız oldu mu?

Veya tam tersi;

Yozgat halkının, esnafının, tüccarlarının, çiftçilerinin, sanayicilerinin, sanatkarlarının, inşaatçılarının v.s kendi şehirlerindeki bu üniversitelerden bir taleplerinin olduğunu duyanınız var mı?

İkisi de yok..!

Samsun ilinde bulunan 19 Mayıs üniversitesi öğretim kadrosunun Samsun iline; Deniz ürünleri hakkında, Turizm, sağlık, sanayi, arkeoleoji, madencilik konularında bir katkısının olup olmadığını bileniniz var mı?

Sonra;

İstanbul ilinde bulunan üniversitelerin İstanbul iline; bilhassa yakın tehlike deprem konusunda, ve diğer tüm konularda bir katkısı, veya stk ların ve halkın üniversitelerden bir talepleri oldu mu!

İstisnaları saymazsak ikisi de Yok gibi!

Anadolu üniversitelerinde o da yok!

Her ili tek tek saysak bile, üniversitelerimizle halkımız henüz tanışmamışlardır!

Her il de bulunan üniversitelerimizde; devasa Bilim adamları kadroları, labaratuvarlar, anabilim dalları, prof. lar, doçentler ve uzmanlar bulunsun! ama bunların o il'e hiçbir katkıları olmasın!

Bu olacak şey midir!

Bunun nasıl bir izahı olabilir!

Bu bilim kadroları görev yaptıkları şehirde başlarını yastığa koyup o şehire bir katma değer kazandırmadıkları halde nasıl rahat uyuduklarını sormak isterim!

Askeri birlik bulunan yerlerdeki kışlalardan hafta sonları çarşı izinlerine çıkan eratın o şehir esnafına küçük alışverişleriyle yaptıkları katkılar kadar,

Üniversitelerin de öğrencileri aynı şekilde katkı sağlamaktadırlar o kadar.

İlginç olan;

Bu zamana kadar üniversitelerin; bulundukları şehre bir artı değer kazandırmamaları ve bir fayda sağlamamaları konusu, hiç sorgulanmamış, hiç masaya yatırılmamıştır, sanki öyle bir görevleri yok diye halkın ve idarecilerin hatırına bile gelmemiş olmasıdır.

Halbuki her şehrin beyni, aklı, fikri, zekası, hocası, önderi ve en büyük zenginliği ancak o şehirdeki bulunan üniversitelerdir! gerçeğine rağmen, "Bilim adamları kadrosu" sadece yerleşke de oturup ama sanki bir yasak varmış gibi o şehre dönüp bakmamışlar ilgilenmemişlerdir!

Rektörlerinin şatafatlı yetkileri, makamları, araçları, devasa bütçeleri siyasilerden aşağı kalır yönünün bulunmaması ayrı ve ilme eğitime uygun olmayan bir vaziyettir.

Bu çok hazin bir durumdur!

Misal;

Balıkçılara; -toplanın bakalım! bu iş şöyle yapılır, şöyle randıman alınır, şöyle pazarlanır, şuna dikkat edilir, şöyle hesabı tutulur, şöyle nakledilir diye;

Anlatmadılar! Göstermediler! çizmeleri giyip aralarına girmediler! kayıklarına binip denize açılmadılar vs..

Kim bilir belki de tenezzül buyurmadılar!

Köylülere; Toplanın bakalım, bu kekik kokan dağlar neden boş! demediler, şu cins hayvanlar bu bölgede daha verimli olur, şu yemler yedirilir, hastalıklarında şöyle davranılır, şöyle kesim yapılır, şöyle pazarlanır, şöyle soğuk hava depolarında muhafaza edilir, lojistiği böyle olur vs demediler.

Sanayileri, fabrikaları gezip görmediler, çalışmaları izlemediler, akıl fikir vermediler, kabiliyetlileri keşfetmediler vs..

Eğer her şehrin Aklı, fikri, beyni ve zekası olan bu üniversiteler, böyle bir atraksiyonda bulunsalar;

O şehir uçar!

O ülke uçar!

Kalkınma olur, zenginlik olur, edebiyat olur, nezaket olur, saygınlık olur, beceri olur, kalite olur, muasır medeniyet seviyesi olur!

Vatana ve millete hizmet böyle olur!!

Vatanı sevmek böyle olur!

Üniversiteler, derhal hantal birer çiftlik olmaktan çıkmalıdırlar!

Karı koca, kardeş abi, evlat damat, baldız enişte v.s gibilerin istihdam mekanları yerine, liyakat esaslı istihdamlarla batıda ki emsal üniversiteler ayarına çekilmelidir. 

Yazıktır günahtır.