GAFLAR UZERİNDEN DIŞ POLİTİKA: BİR BAKANIN GÖLGEDE BIRAKTIĞI DEVLET"
Gölgedeki diploması: Hakan fidan'ın söylemleri ve Türkiye'nin dış politika krizi
Türkiye'nin son yıllarda izlediği dış politika bölgesel dengeleri yeniden şekillendirme iddiasını taşıyor. Ancak bu iddialı yürüyüşte dışişleri bakanı Hakan fidan'ın söylemleri ve pozisyonu kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açıyor. Fidanın geçmişi diplomatik duruşu ve son dönemdeki açıklamaları devletin refleksini zayıflattığı yönünde eleştirilerle karşı karşıya kalmıştır.
" Hakan fidan: derin devletin sessiz yüzümü"
Hakan Fidan kariyeri sıra dışı bir Yükseliş hikayesi barındırıyor . Askeriyede astsubaylık görevinden nato nezninde ihtisas görmeye, ardından akademik kariyer ve MİT müsteşarlığına uzanan bir yolculuk, birçok kişi tarafından muamma olarak nitelendiriliyor. Bu hızlı yükselişin arkasında kimlerin olduğu, hangi güçlerin destek verdigi hala netlik kazanmış değildir . Fidanın MİT'ten alınarak dış işleri bakanlığına getirilmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onun gözü önünde tutma stratejisi olarak yorumlanabilir. Ancak bu hamle Fida'nın söylemleriyle birlikte yeni bir tartışma alanı açtı: Devletin dış politikası, bireysel gaflarla mı şekilleniyor?
"Diplomatik gaflar ve devletin itibar krizi"
Son dönemlerde Hakan fidan'ın yaptığı açıklamalar özellikle Gazze ve İsrail Amerika Birleşik Devletleri ilişkileri bağlamında büyük tepki çekti. Eğer bu söylemler doğruysa Türkiye'nin diplomatik duruşu ciddi bir skandala karşı karşıya demektir. İsrail ile yapılan iddia edilen 21 maddelik anlaşma Türkiye'nin gazze konusundaki tutumunu zayıflatmakla kalmaz, aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan döneminin sonu işaret edilebilir. Bu noktada kamuoyunun sorduğu soru şu Hakan Fidan nereye koşuyor? kendine siyasi bir zemin mi hazırlıyor? hak nezdinde karşılığı olmayan bir figürün gelecekte Erdoğan'ın karşısına aday olarak çıkarılması ihtimali bile konuşuluyor bu durum Ekrem olmuyorsa size hakanı verebiliriz benzetmesi ile özetleniyor.
"Cumhuriyet Halk partisi ve siyasi manipülasyon iddiaları"
Bir diğer dikkat çekici iddia ise Cumhuriyet Halk partisinin kendi insiyatifi ile hareket etmediği yönünde . Bu bağlamda Hakan fidan'ın olası bir cumhurbaşkanlığı adaylığı senaryosu muhalefetin dış etkenlerle yönlendirdiği tezini güçlendiriyor. Bu tür süpegülasyonlar,Türkiye siyasetinin şeffaflık ve hesap verebilirlik sorunlarını yeniden gündeme getiriyor.
"Türkiye'nin yönü: batı mı, Doğu mu?
Türkiye'nin dış politika ekseninin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği yönünde Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail ile aynı yatağa girmenin Türkiye'yi zayıflatacağı vurgulanırken Türkiye Rusya Çin ekseninin yönetmenin daha stratejik olacağını savunuluyor.Bu öneri Türkiye'nin çok kutuplu dünya düzeninde yeniden özgür bir pozisyon edilmesi çabasını yansıtıyor .Hakan fidan'ın söylemleri ve pozisyonu Türkiye'nin dış politikasında bireysel etkilerin ne denli belirleyici. Devletin kurumsal refleksleri kişisel gaflar ve muğlak keçmişlerle gölgelenmemeli .Türkiye'nin diplomatik itibarı, şeffaflık hesap verebilirlik ve halk nezdinde karşılığı olan aktörlerle korunmalıdır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.