Allah ile Aldatanlar
Birileri var…
Sureti Haktan.
Görünüşü mübarek, dili dualı, yüzü secdeli...
Sana yaklaşırken “kardeşim” der, “Allah rızası” için yapar her şeyi.
Ama içini bir bilsen…
Orada ne Allah korkusu var ne kuldan utanma.
Bu devirde çoğaldı bu tür insanlar.
Sayamayacak kadar çoklar artık.
Görüyorsun, duyuyorsun, hatta yaşıyorsun:
Sözde inançlı, özde çıkarcı…
Lafa geldi mi senden benden daha Müslüman,
Daha adaletli, daha dürüst, daha vicdanlılar.
Ama menfaatine aykırı bir şey yap gör,
O mahcup “kardeşim” bir anda değişir.
Yerine nefretle bakan, hakkı hiçe sayan bir şeytani ruh gelir.
Ben bu hayatta bir çok kişi tarafından hakkı gasp edilmiş biriyim.
Hepsi de “Allah için” dedi,
Hepsi de “helal-haram” konuştu.
Ama ne helal bıraktılar ne haramdan sakındılar.
Kendi kafalarında kurdukları terazide kendilerini haklı görüp
Allah ile aldattılar.
Ama bilmediler ki:
Allah’la aldatılmaz.
Ve en kötüsü; Allah’la aldatmaya kalkışanlar, hem kendilerini hem toplumu batırır.
##
Bir başka husus,
Umreye, hacca giden bazı insanlar…
Kâbe'nin birinci katı Arap hükümeti tarafından sadece ihramlı erkeklere tahsis edilmiş.
Ama bizim bazı “masum” hacı amcalar, hacı abiler, bu yasağı hiçe sayıyor.
“Ben Allah’ın evindeyim, bana kim karışır?” diyor.
Yani orada, Allah’ın evinde bile, kural çiğniyor.
İbadeti bile isyanla süslüyor.
Sonra da dönüp “çok sevap kazandım” diyor.
Oysa o sırada, kul hakkı işliyor, farkında değil.
##
Asıl acı olan ne biliyor musun?
Bu “dindar” maskeli insanlar yalnızca bireysel değil, toplumsal yıkıma da yol açıyor.
İşçinin hakkını yiyen patronun alnı secdede…
Maaşları aylarca geciktiren belediye başkanı sabah Kur’an okuyor…
Asgari ücretle çalışan gariban, çocuğuna süt alamazken;
Ona “sabret” diyen holding sahibi 7. arabasını alıyor.
Bir yandan işçiye sigortasız mesai…
İşte bu çifte standart, bu vicdansızlık, bu dine ihanet her yeri sarmış durumda.
Eskiden “eli öpülesi” dedelerimiz vardı,
Şimdi eli öpmek için poz veren sahtekarlar…
---
Mehmet Akif yıllar önce uyarmıştı bizi:
"Aldanma insanların samimiyetine,
Her şeyden önce menfaatleri gelir,
Vaad etmeseydi cenneti,
Ona bile etmezlerdi secde."
Çünkü menfaat devreye girdi mi,
Samimiyet rafa kalkar,
Vicdan susar,
İman pazara çıkar.
Eğer bir ülkede adalet yerine yağcılık,
Hakkaniyet yerine sadakat,
Alın teri yerine torpil konuşuyorsa,
O ülkede ne din kalır ne insanlık…
Ve ne yazık ki bugün, bu çürümeyi sadece sokakta değil, camide, dernekte, kurumda, fabrikada, her yerde görüyoruz.
Bir müteahhit düşün…
Cami yaptırıyor, hayır diyor.
Ama çalışan ustaya mesaisini ödemiyor.
Bir “hoca efendi” düşün…
Saatlerce sohbet yapıyor, tesettürü, ahlakı anlatıyor.
Ama yanında çalışan hizmetliye üç kuruşu çok görüyor.
Ey okuyan kardeşim,
Sana “çok dindar” görünen herkese teslim olma.
Birinin imanı, dilinden değil, ahlakından anlaşılır.
Birinin dindarlığı, sakalından değil, işçisine davranışından belli olur.
Kimi dua eder sosyal medyada,
Kimi beddua eder mutfakta...
Kimi dua eder mikrofonda,
Kimi ah çeker taş ocağında…
Gerçek olan nedir biliyor musun?
Alın teridir.
Hakkı vermektir.
Adil olmaktır.
Allah’la aldatanlara değil,
Allah için yaşayanlara selam olsun!
Ve unutma:
“İnsanı yıkan haram değildir sadece,
Helali adaletsiz bölmek de zulümdür!”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.