Tarih: 25.06.2020 16:47

Bilinçaltımızın Gizli Korkuları..!

Facebook Twitter Linked-in

Bilinçaltımızın Gizli Korkuları

Merhaba start tv ailesi bugün sizler için korku sinemasını işledim. Korku sinemasında geçen temalardan insanların neden korku filmleri izlediklerinden korku filmlerinin doğuşundan bahsettim. ‘’İnsanlar bir kişinin yüzünü gizleyen, maske gibi, herhangi bir şeyi rahatsız edici bulurlar. Çünkü bu o kişinin kimliğini ve duygusal durumunu anlayabilme yolunuzu da maskeler. Bizler birinin güvenilir olup olmadığını, kızgın mı yoksa mutlu mu olduğunu, tanıdığımız bir kişi olup olmadığını anlamak için yüze bakarız. Ağır bir yüz makyajı, hele ki yüze sahte bir gülümseme de çizilmiş ise bu bilgilerin çoğunu anlaşılmaz hale getirir. Böylece karşınızdaki kişinin kızgın ya da üzgün olduğunu anlayamazsınız.

İnsanlar mimiklerini göremedikleri varlıkların durgun, olağan ve tepkisiz yapılarından çekinme eğilimi içerisindedir. Bu nedenle duygularını gözlemleyemedikleri bu maskelere karşı kendilerini anlam veremedikleri bir gizem çukurunda bulurlar. Ve böylece anlamlandıramadıkları mimikler nedeniyle kendi savunma mekanizmalarını her türlü tehdide açık olduğunu hissederler.’’(Psikolog Elan Barenholtz) Ağır Makyaj Ve Korku Sineması Maskelerden ağır makyajlardan bilinmezlik sağlayan duygulardan korkarız.

Varoluşumuzun en büyük temeli içgüdülerimizdi. İçgüdülerimiz sayesinde hayatta kalırız ve bilinmezlik bize sinyal göndererek o durumdan uzak dur mesajı verir. Palyaçolardan bu yüzden korkarız. Yapay sahte bir gülümseme ve ağır beyaz bir makyaj beynimize uzak dur kork sinyalleri gönderir ve korkarız. Korku sinemasının ilk ortaya çıkması da feminizm hareketlerinden sonra kadının iş hayatına atılarak evini çocuklarını geride bırakması ve erkek egemen toplumun, erkek egemen sinemanın bundan rahatsız olması durumuyla ortaya çıkmıştır.

Bilinmeyen görülmemiş bu maddi özgürlük karşında erkeklerin korkması kadına sinemada bir yer verdi demek mümkündür. İnsanlar sinemada kendi korkularını kendi arzularını izleyerek tatmin olma rahatlama içerine girerler. Sinemada kendi korkuları ile karşı karşıya gelen seyirci rahatlama yaşamıştır. Korku hem ruh bilimi hem de tıpta kendine yer edindiği gibi sinemada da bir yer bulması böylece kaçınılmaz olmuştur. Hemen hemen her türlü korkunun sinemada bir yansıması olmuştur.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —