Önder GÜZELARSLAN

Tarih: 14.12.2022 10:19

ÖMRÜNÜ TÜRK MİLLETİ VE KÜLTÜRÜNE ADAYAN BİR İSİM ORHAN ŞAİK GÖKYAY

Facebook Twitter Linked-in

ÖMRÜNÜ TÜRK MİLLETİ VE KÜLTÜRÜNE ADAYAN BİR İSİM 
 


Öğretmen, şair, dil ve edebiyat araştırmacısı, Türk’ün kendisinden başka seveni
olmaz düşüncesiyle ömrünü Türk milletine ve Türk kültürüne adayan ve “Bu Vatan
Kimin” şiiriyle gönüllerden taht kuran Orhan Şaik Gökyay ülkemizin yetiştirdiği önemli
şahsiyetlerden birisidir.
Bir öğretmen evladı olarak 16 Temmuz 1902'de babasının öğretmenlik yaptığı
Kastamonu İnebolu'da dünyaya gelen Orhan Şaik Gökyay ilk öğretimine
Kastamonu’da başlamıştır. Orhan Şaik Gökyay’ın ailesi 1876 yılında Bulgaristan’ın
ikinci büyük şehri olan Filibe’nin Çırpan ilçesine bağlı Uysal köyünden Türkiye’ye göç
etmiştir. Şefika Hanım ve Mehmed Cevdet Efendi’nin evliliklerinden dünya gelen şair,
yazar Orhan Şaik Gökyay, çocukluğunu geçirdiği Kastamonu onun hayatında önemli
izler bırakmıştır. Kendi ifadesiyle o günler için “bir inanç ve şiir dünyasında” geçen
günlerdi demiştir. Dini eğitimini almasında babasının devam ettiği Şeyh Merdan
Efendi Tekkesi önemli rol oynamıştır. Kastamonu’da başladığı orta öğrenimini
ağabeyinin o dönemde öğretmen olarak bulunduğu Aydın’da devam ettirmiş, ancak
daha sonra döndüğü Kastamonu’da dokuzuncu sınıfında iken ailesinin içinde
bulunduğu maddî sıkıntılar sebebiyle bırakmak zorunda kalmıştır. Eğitimine ara
verdiği süre içinde de bir süre Kastamonu’da özel idarede kâtip olarak çalışmıştır.
Bu zaman diliminde halk diline ve edebiyatına ilgisi artmış özellikle edebiyat hocası
İsmail Habip’in teşvikiyle yazmış olduğu ilk şiirlerini bu şehirde çıkmakta olan
Açıksöz gazetesinde yayımlama imkânı bulmuştur. 1922 yılında yarım kalan
öğrenimini devam ettirmek için Ankara’ya gitmiş ve son sınıfına kaydolduğu Ankara
Muallim Mektebini Temmuz 1922’de tamamlayarak mezun olmuştur. Mezuniyetinin
akabinde aynı yıl Giresun’un Piraziz nahiyesinde ilkokul öğretmenliğine başlamıştır.
Giresun’dan sonra sırasıyla Samsun ve Balıkesir’de devam ettiği öğretmenlik
hayatında yazı yazmaya devam etmiştir. Özellikle Balıkesir’de bulunduğu 1924-1925
yıllarında Çağlayan adıyla bir edebiyat dergisi çıkarmıştır.
Hamdullah Suphi Tanrıöver’in Maarif vekilliği yaptığı dönemde yaşayan Orhan Şaik
Gökyay Hamdullah Suphi beyin her öğrencinin bir Türk adı almasıyla ilgili olarak
yayımladığı genelge üzerine Hüseyin Vehbi olan ismine Orhan’ı eklemiş, Balıkesir’de
bulunduğu yıllarda da ismine Şaik’i ilâve etmiştir. Nüfus kaydında ise adı Hüseyin
Vehbi Şaik Gökyay olarak geçmiştir.
Lise diploması alabilmek için son sınıfına kabul edildiği Kastamonu Lisesi’ni 1927
yılında tamamlamış ve akabinde İstanbul’a giderek İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu
Türk Dili Edebiyatı bölümüne kayıt yaptırmış ve buradan 1930 yılında mezun
olmuştur. Yüksek öğrenimi esnasında hocalarından özellikle M. Fuad Köprülü’den
çok etkilenmiş ve onun teşvikiyle Almancasını ilerletmiştir.
Orhan Şaik Gökyay 1930 yılında Edebiyat Fakültesi’ni bitirince aynı yıl içinde
Kastamonu Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak atanmıştır. Bir süre burada görev
yaptıktan sonra sırasıyla Malatya Orta Mektebi’nde, Edirne Kız ve Erkek muallim
mektepleriyle Edirne Lisesi’nde, Ankara Erkek Lisesi’nde, Eskişehir Lisesi’nde ve
Bursa Lisesi’nde öğretmenlik yapmıştır. Edirne’de bulunduğu sırada kendisi gibi
öğretmen olan Ferhunde Sarıoğlu ile evlenmiştir.
1941 yılında Mûsiki Muallim Mektebi’ne öğretmen ve müdür olarak tayin edilmiş daha
sonra Galatasaray Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapmıştır. 1951-1954 yılları

arasında İngiltere’de öğrenci müfettişliği ve kültür ateşeliği yapmıştır. 1954 yılında
Türkiye’ye geri dönerek İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü’ne edebiyat öğretmeni olarak
atanmıştır. 1959 yılında P. Wittek’in daveti üzerine Londra’ya giderek orada Londra
Üniversitesi'nde Türk dili okutmanı olarak çalışmıştır. 3 yıl kaldığı Londra’dan tekrar
ülkeye döndüğünde 1962 yılında Türk Dili ve Edebiyatı okutmanı olarak çalışmaya
başlamış ve buradaki görevine devam ederken 1969 yılında emekliye ayrılmıştır.
Emekli olduktan sonra da eğitim ve öğretim dünyasından kopmayan Orhan Şaik
Gökyay, Eğitim Enstitüsü’nde ve ölümünden birkaç yıl öncesine kadar da Marmara
ve Mimar Sinan üniversitelerinde divan edebiyatı dersleri vermiştir.
Zamanının önemli bir kısmını özel olarak ilgilendiği öğrencilerine ayıran, bildiklerini
her daim onlarla paylaşan ve elinden gelen her türlü yardımı ve desteği yapmaya
çalışan, kendisine sorulan soruları cevaplandırmak için ilerlemiş yaşına rağmen
kütüphanelere gitmekten geri durmayan Orhan Şaik Gökyay yetmiş yıllık hocalık
hayatı boyunca binlerce öğrenci yetiştirmiştir. 2 Aralık 1994’te vefat etmiş ve ertesi
günü Üsküdar Nakkaştepe Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Âdeta adıyla özdeşleşen “Bu Vatan Kimin?” adlı şiirini Bursa’da öğretmenlik yaptığı
yıllarda yazmış olan Orhan Şaik Gökyay’ın hayatının ilk yarısında şiir, ikinci yarısında
ilmî araştırmalar önemli bir yer tutmuştur. Büyük bir titizlikle koruduğu kitaplarının
hepsini Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi’ne bağışlamıştır.
Orhan Şaik Gökyay 92 yıllık ömrüne çok değerli eserler sığdırmıştır. Bu eserleri şöyle
sıralayabiliriz. Birkaç Şiir-Poems, Dede Korkut, Bugünkü Dille Dede Korkut Masalları,
Dedem Korkudun Kitabı, Kâtip Çelebi Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri, Katip Çelebi'den
Seçmeler, Kabusnâme, Eşkâl-i Zaman, Ferah-Cerbe Fetihnâmesi, 2 ciltlik Görgü ve
Toplum Kuralları Üzerinde Ziyafet Sofraları ve Gelibolulu MusHâlâtü'l Kahire mine'l
Adâti'-z Zâhire.
Yazımızı zamanının önemli bir bölümünü telif, tercüme eserlere ve Osmanlı dönemi
klasik eserlerini bugünkü dile aktarmaya ayıran Orhan Şaik Gökyay’ın Bu Vatan
Kimin şiirinden bir bölüm ile tamamlayalım.
Bu vatan toprağın kara bağrında,
Sıradağlar gibi duranlarındır.
Gökyay’ım ne yazsan ziyade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Topun namlusunda görenlerindir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —