HASTALIKLI BİR DEVLET İSVEÇ!
Kedisi doğum yapan bir kamu görevlisine İsveç devletinin bir ay izin verdiğini duyduğumda;
Bizim devletin babası ölene verdiği iznin yedi gün olduğuna çok kızmıştım!
Adamlar neleri aşmışlar! Şu insanlıklarına bak! diye çok düşünmüştüm!
Bizim unuttuğumuz ve ilgisiz kaldığımız bu alan da gösterdikleri merhametli tavır alkışlanmalı dır. dedim!
Sonra;
Acaba dedim!
Kedi babası olarak bilinen sahabelerin büyüklerinden Ebu Hureyre’yi duymuşlar mıdır!
Bilumum hayvanlarla ilgili bizim inanç dünyamızın hikâyelerini okumuşlar mıdır!
İslam ordusunun güzergâhı üzerinde yeni doğurmuş bir hayvan için rahatsız olunmasın diye Peygamberimizin Ordunun yolunu değiştirdiğini ve başına da bir nöbetçi bıraktığından haberleri olmuşmudur!
-Dağlara yiyecekler koyun İslam diyarında hayvanlar aç kaldı denilmesin! diyen Hz Ömer’i ve o yoldan giden devlet idarecilerini duymuşlar mıdır!
Susuzluktan ciğeri yanmış ve dili sarkmış bir köpeğe ayakkabısını çıkararak kuyudan ona su içiren bir hayat kadınının bu davranışıyla onun cennete gittiği menkıbesini işitmişlermidir!
Oysa bütün bunlar bizim kültürümüz dü!
Peki bu olanlar neyin nesi o halde..!
Aynı İsveç devleti, iki milyarı bulan müslüman toplumunun değeri ve baş tacı olan Kitabını yakana karşı nasıl müsamahakar olmuştur ve bu menfur hadiseyi yapanı polis nasıl koruma altına almıştır hiç düşündünüz mü!
Bir hayvana gösterilen şu hassasiyet ne!
İki milyar insanın kalbini parça parça eden bu olay ne!
Bunun nasıl izahı olabilir?
Anladım ki Hastalar…
İsveç toplumu hasta…
Klinik vakalar...
Onlarla Nato çatısı değil hiçbir çatı altında olmak istemem!
İsveç'in bu davranışı ile ilgili Nevzat Tarhan hocam kamuoyuna mutlaka bir açıklama yapmalıdır!
***
Gazeteci olsaydım O kuranı yakana o maşaya o alçağa o tetikçiye, Tüm İsveçlilerin ve dahi dünyanın duyacağı şekilde sorardım;
O elindekini,
OKUDUN MU!