Prof. Dr. Ekrem ÇULFA

Tarih: 12.09.2025 10:23

Çıplaklık ve Teşhirciliğin Nedenleri

Facebook Twitter Linked-in

Çıplaklık ve Teşhirciliğin Nedenleri Ve Psikoterapötik Çözümleri: Türk Ünlüler Ve Gençler Üzerinden Bir Değerlendirme

Son yıllarda çıplaklık ve teşhirciliğin toplumsal ve psikolojik boyutları, medya ve sosyal platformlar aracılığıyla daha görünür hale gelmiştir. Özellikle ünlülerin ve gençlerin bu davranışları sergilemesi toplumda çeşitli tartışmalara yol açmaktadır. Bu yazıda, çıplaklık ve teşhirciliğin psikolojik nedenleri, Türk ünlüler ve gençler üzerinden örneklerle ele alınacak ve bu davranışların psikoterapötik çözümleri tartışılacaktır.

Çıplaklık, kişinin bedenini örtmeden sergilemesi olarak tanımlanabilirken, teşhircilik (egzibisyonizm), kişinin cinsel organlarını başkalarına göstererek haz ve doyum sağlamasıdır. Bu davranışlar, bireyin içsel dünyasında var olan boşlukları, travmaları veya onaylanma ihtiyacını yansıtabilir.

Düşük benlik saygısı ve onay arayışı, bireyleri bedenlerini sergilemeye yöneltebilir. Sosyal medyanın etkisiyle beğeni ve yorum alma isteği, içsel boşluğu doldurma çabasına dönüşebilmektedir. Geçmişte duygusal ya da fiziksel ihmal yaşayan bireyler, bedenlerini sergileyerek bu eksiklikleri telafi etmeye çalışabilir. Bu davranış, bir tür dikkat çekme ve sevgi arayışı olarak görülebilir.

Toplumsal baskılar ve medyanın dayattığı güzellik standartları da bireyleri bedenlerini sergilemeye teşvik etmektedir. Özellikle gençler arasında kimlik arayışı ve kabul görme isteği, teşhircilik davranışlarını artırmaktadır. Yine ergenlik döneminde kimlik arayışıyla birlikte gelen cinsel kimlik ve özgürlük ilanı, bedenin daha cesur bir şekilde sergilenmesine yol açabilmektedir.

Türk ünlülerden örnekler bu konuyu gözler önüne sermektedir. Tuğba Ekinci, sosyal medyada yaptığı açıklamalarla çifte standartlara dikkat çekmiş ve “Biz yapınca teşhir oluyor, yabancılar yapınca alkışlanıyor” sözleriyle toplumsal ikiyüzlülüğü vurgulamıştır. Gülşen, sahne performanslarında cesur kıyafetleriyle sık sık gündeme gelmiş, kimi zaman “Erotik film reklamı mı bu?” gibi ifadelerle eleştirilmiştir. Gençlerin sosyal medyada artan cesur paylaşımları da aynı şekilde onay arayışı ve kimlik inşası sürecinin dışa vurumu olarak yorumlanabilir.

Psikoterapötik çözümler açısından bakıldığında, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireylerin olumsuz düşünce ve davranışlarını fark etmelerine ve daha sağlıklı alternatifler geliştirmelerine yardımcı olabilir. Duygusal ifade terapisi, geçmiş travmaların güvenli bir ortamda paylaşılmasını sağlayarak iyileşme sürecini destekler. Aile terapisi, iletişim eksikliklerini gidererek bireyin dışarıya yönelmesini engelleyebilir. Vücut algısı terapisi ise bireylerin bedenlerini kabul etmelerini ve sağlıklı bir benlik saygısı geliştirmelerini sağlar.

Sonuç olarak, çıplaklık ve teşhircilik yalnızca bireysel bir tercih değil, aynı zamanda toplumsal ve psikolojik bir fenomendir. Bu davranışların ardındaki nedenleri anlamak, etkili psikoterapötik çözümler geliştirmek açısından büyük önem taşır. Bireylerin içsel boşluklarını sağlıklı yollarla doldurmaları, toplumsal baskılara karşı direnç geliştirmeleri ve güçlü bir benlik saygısı inşa etmeleri, bu sorunun çözülmesinde kilit rol oynamaktadır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —