ASDER SÖYLEMEDİ AMA BEN SÖYLEYEYİM SAYIN CUMHURBAŞKANIM!
Bir insana verilecek en büyük cezanın ne olduğu mikrofon tutulup insanlara sorulsa, pek çokları;
İdamdır!
Kurşuna dizilmektir!
Müebbetten hapistir! Derler ama
“İşinden atılmak” olduğu kimsenin aklına gelmez, biliyorum.
***
Peki, işinden atılmış bir kamu görevlisi ne suç işlemiş olabilir ki işinden atılmak gibi çok büyük ve onur kırıcı bir cezaya çarptırılmıştır? Diye ikinci bir soru sorulsa eminim;
Rüşvet almıştır,
Devletin sırlarını düşmana satmıştır,
Devletin malını çalmıştır,
Görevini ihmal etmiştir,
Vatana ihanet etmiştir, derler ama
“namaz kılmak” olduğu hiç kimsenin aklına gelmez, biliyorum.
***
Sabah işine gitmiştir, başarılıdır, bu konuda belgeleri, şiltleri, madalyaları, takdirleri vardır ama öğleye doğru işi ile ilgili ilişiğinin kesildiği, ona yazılı tebliğ edildiğinde;
Mahkeme kararıdır,
Şeriatin kestiği parmak acımaz,
Hakkında bir ihbar alınmıştır,
Casusluk yaptığı tespit edilmiştir. Diye düşünürsünüz, ama
Yüksek Askeri Şûra üyelerinin bu kararı keyfe keder "disiplinsizlik" gibi asla doğru olmayan ve hiç kimsenin inanamayacağı bir gerekçe ile vede bu kararının yargıya kapalı olması rahatlığıyla verdiğini düşünmezsiniz.
Evet, akla gelmeyen bütün bu olanlar sivil- asker 28 Şubat sürecinde herkesin ve tüm yaş zedelerin başına gelmiştir ve başından geçmiştir!
***
Tarihte, her suçun karşılığında insanlara akla gelmeyecek türlü cezaların verildiğini duymuşsunuzdur Misal;
Eskiden Avrupa da; işkence sürgün, ölüm, aforoz vb. cezalarını ENGİZİSYON adındaki mahkemeler veriyordu!
Sonra kendi ülkemizin yakın geçmişinde çokça idamlar yapan, hatta önce idam yapıp sonra delillerini uyduran! Üç aliler namıyla meşhur ve ceberut hâkimleri olan İSTİKLÂL adındaki mahkemeler veriyordu!
Neticede, antidemokratik olsa bile bir yargılamanın yapılarak ceza verildiği iyi kötü;
Mahkemeler vardı!
Hâkimler vardı!
Hatta bu düstur, ilkel kavimlerde dahi mevcuttu.
Ama Yaşzedeler için üstelik 21. yüzyılda böyle bir mahkeme bile yoktu!
İşinizden ihraç edilmeden önce mahkeme olmayan,
Savunma bile alınmayan,
En küçük yazılı veya sözlü ikaz edilmeyen bir suç! Düşünün!
İşte böyle bir suçsuzluğun! " işinden atılmak" gibi cezasını kesen mahkeme!
Y.A.Ş. kurumudur!
Kendini;
Hem hâkim
Hem savcı,
Hem avukat,
Hem müddei,
Hem mübaşir,
Hem mahkeme,
Hem tanık yerine koyan “Y.A.Ş kurumu” bu on parmağında on marifet! ile icraatlarını her yıl iki kez gerçekleştirdikleri ortada ve aleni iken;
Bir Engizisyondan,
Bir istiklâl mahkemesinden,
Bir eski ilkel kabileden daha aşağı derecede bir iş yapmış olmaz mı?
Y.A.Ş. eğer bir mahkeme değilse o zaman deyin ki şudur!
Ezcümle, evet Ak parti hükümeti 2010 yılında çıkardığı bir yasayla kısmen yani yarım gibi Yaş zedelerin mağduriyetlerini gidermiştir, her yaş zede bunun için müteşekkirdir fakat yarım hakkın hak olmadığını asla unutmuş değillerdir.
Geriye dönük hakları ile OYAK haklarını sabırla beklemektedirler.
Hükümetin bu konudaki muhatabı olan ASDER derneği ise yaş zedelerin hakları konusunda yeterli girişimleri maalesef yapmamıştır, yapamamıştır, yaş zedelerin hissiyatlarına tercüman olamamıştır, olmamıştır.