Türkiye’nin Pestisit Gerçeği

Verimlilik için “olmazsa olmaz” olarak sunulan pestisitlerin kullanımı Türkiye’de son dört yılda yüzde 51 arttı, ama birim alandan alınan verim bunun çok uzağında kaldı.

VİDEO GALERİ 11.12.2019 18:09:55 3357 0
 Türkiye’nin Pestisit Gerçeği

Türkiye’nin Pestisit Gerçeği

 

Verimlilik için “olmazsa olmaz” olarak sunulan pestisitlerin kullanımı Türkiye’de son dört yılda yüzde 51 arttı, ama birim alandan alınan verim bunun çok uzağında kaldı.

 

Yabancı otlar, ürüne zarar verebilecek böcek, fungus ve diğer hastalık etkenleri ile mücadele etmek için tarımda kullanılan pestisitler, yani tarım zehirleri, sağlığımıza ve doğal varlıklara zarar verirken, diğer yandan ürüne zarar veren bu etkenlerin dayanıklılık kazanmasına ve toprağın canlılığını yok edip fakirleşmesine yol açıyor.

 

Türkiye’de tarım alanlarında bir artış olmamasına, hatta 3 düşüş olmasına rağmen, pestisit kullanımı giderek artıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2014 yılında tarım yapılan alanlar 23 bin 941 bin hektar iken, 2018 yılında 23 bin 200 bin hektara geriledi. Aynı dönemde pestisit kullanımı ise yüzde 51 arttı ve 39 bin 723 tondan, 60 bin tona ulaştı. Bu artışın üretime etkisi ise, pestisit kullanımı ile verimlilik arasında iddia edildiği gibi doğrusal bir ilişki olmadığını, pestisit kullanımının verimliliğin artmasına yönelik beklentilerin çok uzağında kaldığını gösteriyor.

 

Kaynağı Tarım ve Ormancılık Bakanlığı olan aşağıdaki tablodaki verilere göre 2014-2018 yılları arasında pestisit kullanımı 51,10 artmasına rağmen, hektar başına ton olarak buğdaydaki verim artışı 14,17, meyve grubunda 13,85, sebze de 7,82, ayçiçeğinde 6,4, patateste 4,4. Mercimekte ise verim kaybı söz konusu.

 

Tarım ve Orman Bakanlığı verileri pestisit kullanımının, iddia edilen verimliliği sağlamaktan çok uzak olduğunu kanıtlıyor. Çünkü pestisitler sadece zararlıları değil, faydalı böcekleri, mikroorganizmaları ve tozlaştırıcıları da yok ederek doğanın dengesini alt üst ediyor. Üstelik pek çok zararlı, zamanla pestisitlere direnç kazandığı için, pestisit kullanımı bu zararlılar üzerinde etkisiz kalıyor. Bu nedenle her yıl daha fazla ve daha etkili pestisit türleri kullanılıyor. 2017’de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nde sunulan bir rapora göre, kimyasal pestisitler son 40 yıl içerisinde ürün kayıplarında herhangi bir azalma sağlamadı. Sonuç olarak dünyayı zehirlemek dışında tarım politikası olarak toplumu bir adım öteye taşımayan bir kısır döngü yaşanıyor.

 

Çin’de hükümet tarafından yayımlanan bir araştırmaya göre, 26 milyon hektar tarım arazisi pestisitler ve diğer kirleticilerden kaynaklı orta ve üst düzeyde kontaminasyona (bulaşma) uğradı. Bu nedenle tarıma elverişli arazilerin yüzde 20’si, tarım yapılamaz hâle geldi.

 

Bununla birlikte sadece verim odaklı bir tarımsal üretim anlayışı, gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik açısından eksik bir yaklaşım. Pestisitlerin yol açtığı sağlık ve çevre zararlarının maliyeti, biyolojik çeşitliliğe verdiği zarar ve toprakta, suda bıraktığı kirlilik de geri dönüşü yıllar sürecek, ciddi boyutta çevresel maliyetler olarak karşımıza çıkıyor. Pestisit kullanımı için yapılan her bir dolarlık harcama, ortalama 5-10 dolarlık bir harcamayı gerektiren insan ve çevre sağlığı zararına yol açıyor.

 

Sorun açlık değil açgözlülük

 

Öte yandan 2019 yılı verilerine göre dünyada 820 milyonu aşkın insan, yani yaklaşık dokuz kişiden biri, yeterli beslenemediği için açlık çekiyor. Sonuç olarak tarım zehirleri, suni gübreler, hormonlar, hibrit veya genetiği değiştirilmiş tohumlara dayalı endüstriyel tarım, değil açlığı önlemek güvenilir, besleyici, yeterli ve sağlıklı gıdaya erişimi daha da zorlaştırıyor. Bir yandan vaat ettikleri verim artışını sunamayan, çiftçileri yüksek girdi maliyetleriyle karşı karşıya bırakan, diğer yandan da toprağın canlılığını yok ederek fakirleşmesine yol açan pestisitler ve diğer petrokimyasal girdiler, topraktan geçimini sağlayanların üretim alanlarını terk ederek kente göç etmesinin nedenlerinden biri olarak da karşımıza çıkıyor.

 

Eğer sağlığımıza, canlılara ve çevreye zarar veren pestisitlerin, bu şekilde kullanımına devam edilirse açlığı önlemek bir yana, tarım topraklarının giderek üretkenliğini yitirmesine ve ekosistemin zarar görmesine yol açarak açlığa neden olacağını söylemek mümkün.

 

Bu nedenle tarımsal üretim yöntem ve tekniklerinin insan sağlığına, biyoçeşitliliğe, doğaya etkilerini de gözeten, zehirsiz, doğa dostu üretim metotlarının desteklenmesi gerekiyor. Pestisit adı verilen tarım zehirlerinin insan sağlığı, tarımsal üretim, biyolojik çeşitlilik ve çevre üzerindeki maliyetlerinin uzun vadeli ve bir bütün olarak hesaba katılması artık bir zorunluluk.

 

Uluslararası Organik Tarım Vakfı’na göre, agroekoloji adı verilen doğa dostu tarım yöntemleri toksik pestisitlere doğrudan maruz kalmayı engellediği gibi, hava, toprak, yüzey suyu ve yeraltı suyu kalitesini de iyileştiriyor. Daha az enerji odaklı olan agroekoloji, sera gazı emisyonlarını azaltan ve karbon yakalayan sistemler sayesinde, iklim değişikliği etkilerinden korunmaya da yardımcı oluyor.

 

Dünyada ve Türkiye’de doğa dostu ve organik üretime geçen çiftçilerin sayısı her geçen gün artıyor. Araştırmalar, agroekolojinin tüm dünya nüfusunu besleyebileceğini ve yeterli besin değerini sağlayabileceğini gösteriyor.

 

Tüm canlılar için Zehirsiz Sofralar

 

100 kurum ve inisiyatifin yan yana gelerek oluşturduğu Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, 23 Kasım'da “Tüm Canlılar İçin Zehirsiz Sofralar” başlığıyla bir imza kampanyası başlattı. Kampanyada Dünya Sağlık Örgütü tarafından “son derece tehlikeli”, “yüksek seviyede tehlikeli” ve “muhtemel kanserojen” olarak belirlenen ve pestisitlerde kullanılan 13 etken maddenin öncelikle ve ivedilikle yasaklaması talep ediliyor.

 

Zehirsiz Sofralar Projesi kapsamında oluşturulan Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, herkesi kampanyaya destek olmaya, geleceğine sahip çıkmaya çağırıyor.

 

Zehirsiz Sofralar Projesi pestisitlerin zararları konusunda farkındalık yaratmak ve Türkiye’deki pestisit kullanımını azaltmak amacıyla Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği ve Avrupa Pestisit Eylem Ağı (PAN Europe) tarafından yürütülmekte ve Avrupa Birliği tarafından Sivil Toplum Diyaloğu V Programı kapsamında desteklenmektedir.

 


TÜBİTAK’ın Özel Çağrısına DEÜ Damgası

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 1001 – ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Çağrısı’na yapılan başvurular neticesinde destek almaya hak kazanan projeler belli oldu.

İSKİ hijyenik su için kapasite artırıyor...

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin köklü kuruluşu İSKİ, şehrin Avrupa yakasındaki olası su kesintilerinin önüne geçecek tesisin temelini attı

Atık Yönetimini Bilinçlendiriyorlar

Çalık, “Gelecek nesillerin çevre konusundaki farkındalığının artması ve sürdürülebilir bir gelecek için atılan bu tür adımlar, toplumun çevre konusundaki bilinç seviyesini yükseltmeye yardımcı olacaktır” dedi.

Atel İnşaattan 23 Nisan Kutlaması

.

Bayramı gönüllerince kutladılar

104 yıl önce Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ve Türk halkının tüm dünyaya egemenliği ilan ettiği gün olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı her yılda kutlandı.

Güzel, Makamı Çocuklara Teslim Etti

Çatalca Belediye Başkanı Erhan Güzel, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda başkanlık makamını çocuklara teslim etti.

Çölyak Hastalarını Yalnız Bırakmıyor..!

Esenyurt Belediyesi, glüten içeren besinlere alerjisi olan çölyak hastalarına, beslenme şekline uygun ürünlerin yer aldığı gıda paketi yardımında bulunarak onların sağlıklı yaşamasına katkı sunmaya devam ediyor.

Beylikdüzü Belediyesi 23 Nisan’da Hatay’da

Renkli görüntülere sahne olan etkinliklerdeki gösteriler büyük beğeni kazanırken, çocukların neşesine velilerde eşlik etti.

ÇOCUKLAR UNUTULMAZ BİR GÜN YAŞADI

23 NİSAN’DA 10 BİN BALIK EKMEK ÜCRETSİZ DAĞITILDI

Eğitimcilerden Başkan Erdoğan'a açık mektup:

Bilim ve Eğitim Camiasından Başkan Erdoğan'a Müfredat Açık Mektubu

Çocuklar Belediye Başkanlığı Koltuğunu Devraldı

Balcıoğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları kapsamında başkanlık koltuğunu bir günlüğüne Silivri'nin farklı okullarından gelen çocuklara devretti.

Özer, ‘Evde Sağlık Hizmeti” ile komşularının yanında

Esenyurt Belediyesi, sağlık durumu hastaneye gitmeye elverişli olmayan hastalar için sürdürdüğü “Evde Sağlık Hizmeti” desteğine ara vermeden devam ediyor.

Çalık: Evlatlarımıza Aydınlık Bir Gelecek Bırakmak İstiyoruz

Onun için bütün hizmetlerimizin temeline mutlaka çocuklar var. Çocuklar geleceğimizin güvencesi, çocuklar bizim yaşama sevincimiz.

Tuğba Özay Ben Amerika'da Doğsaydım!

7 yaşında Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Deneme Sahnesi’nde tiyatroya başladım. İlkokul üçüncü sınıfta senaryolar, tiyatro oyunları yazmaya başladım.

Balcıoğlu, Afet Hazırlıklarını Masaya Yatırdı

Balcıoğlu, Tekirdağ Vali Yardımcısı Günay Öztürk, Silivri Kaymakamı Tolga Toğan ve Tekirdağ AFAD İl Müdürü Tezcan Buçan ile Silivri Afet Koordinasyon Merkezinde bir araya geldi.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.